Hormonlar vücudun orkestra şefleri! 50 yaşından sonra korunmalı: Yaşlanma hızını etkiliyor

Dengeli beslenme, düzenli egzersiz

Hormon seviyelerindeki değişikliklerin yaşlanma hızını etkilediğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fulya Akın, “Vücudumuzun adeta orkestra şefi olan tiroit hormonu yaşla beraber yoruluyor ve desteğe ihtiyaç duyuyor. Özellikle kadınlarda 50 yaşından sonra sağlıklı yaşlanmanın temel taşlarından biri hormon dengesinin korunmasıdır. Bunun için de dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve sağlık kontrolleri kaçınılmazdır” dedi.

 

Kas kaybı, bağışıklığın zayıflaması

Yeterli desteğin ve özenin gösterilmediği durumlardatembel, hantal ve metabolizması yavaşladığı için kilo veremeyen bir vücudun bizi beklediğini hatırlatan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fulya Akın, “Büyüme hormonumuz azaldığı için gençlik iksirimizi kaybediyoruz, cinsiyet hormonlarımız azaldığı için cinsel isteğimiz yerle bir oluyor. Genellikle 45-50 yaş aralığından sonra başlayan bu hormonal değişimler yüzünden kemik yoğunluğunda azalma, kas kaybı ya da bağışıklığın zayıflaması gibi birçok biyolojik değişim ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Hormonlar yaşlanmayla beraber düzensizleşiyor

En çok şikâyet edilen konulardan biri olan yağ birikiminde, hormonların rolünün çok büyük olduğunu belirten Prof. Dr. Fulya Akın, “Özellikle kan şekeri seviyesini dengeleyen insülinin, beyne tokluk sinyali gönderen leptinin ve strese verilen tepkiyi düzenleyen kortizolün aşırı yükselmesi yağ birikimini tetikleyebilir” açıklamasında bulundu. Yaş ilerledikçe, hormonal sistemde bazı değişimlerin yaşanmasının çok doğal olduğunu ve birçok yaşa bağlı sağlık sorununun temelinde bu durumun yattığını paylaşan Akın, yaş almaktan en çok etkilenen hormonları sıraladı:

Östrojen ve progesteron: Menopoz dönemine girilmesiyle birlikte östrojen ve progesteron seviyeleri önemli ölçüde azalır. Bu durum sıcak basması, uyku bozuklukları, kemik yoğunluğunda azalma ve kardiyovasküler hastalık riskinin artması gibi sorunlara yol açabilir.

Testosteron: Erkeklerde yaşla birlikte azalan testosteron üretimi; kas kütlesi kaybı, enerji düşüklüğü, cinsel isteksizlik ve ruh halinde dalgalanmalara sebep olabilir.

Kortizol: Kronik stres ve yaşlanma, kortizol seviyesinin sürekli yüksek kalmasına neden olur. Kortizol uzun vadede bağışıklık sistemini baskılayarak iltihaplanmayı artırabilir ve kilo alımına zemin hazırlayabilir.

İnsülin: Yaşla birlikte azalan insülin duyarlılığı; metabolik sendrom, tip 2 diyabet ve obezite gibi kronik hastalıklara yatkınlığı artırır.

Tiroid: Yaşlanma sürecinde tiroid fonksiyonları da yavaşlar. Bu durum metabolizmanın yavaşlamasına, enerji düşüklüğüne ve kilo artışına davetiye çıkarır.

Yaşlanmanın etkileri azaltılabilir

Hormon düzeylerinde gerçekleşmesi beklenen değişikliklerin bilinmesinin alınabilecek önlemler açısından kıymetli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fulya Akın, “Örneğin, insülin direncinin neden olabileceği olumsuz durumlardan korunmak için kilo kaybı ve egzersiz gerekir. Bunun için de Dünya Sağlık Örgütü’nün haftanın üç gününde toplam 150 dakikalık tempolu yürüyüş tavsiyesi göz önünde bulundurulabilir. Hiperparatiroidi, hipertiroidi ve hipotiroidi sıklıkla gözden kaçan tablolar şeklinde ortaya çıkar. Tiroid bozukluklarıyla oldukça sık karşılaşılmasına rağmen genellikle tanısı gecikir. Tiroid açısından erken tanıyla hormon replasmanı sorunları önlenebilir. Diyabete karşı ise yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi çok önemlidir. Kan şekerinin yol açabileceği vasküler ve nörolojik komplikasyonlar bu sayede geciktirilebilir. Menopoz, kemik erimesine zemin hazırlayabileceği için kalsiyum ve d vitamininden zengin beslenme ve güneşten doğru faydalanma ile bu kötü sonuçlar önlenebilir. Yaşlı erkeklerde cinsiyet hormonlarının azalması üzerinde pek durulmaz ancak doğru tanı ve tedavi ile cinsel isteksizlik de ortadan kaldırılabilir” dedi.

Related Posts

Uzmandan uyarı: Hamilelikte çiğ ya da az pişmiş et uyarısı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hakan Bilgesoy, çiğ veya az pişmiş et tüketiminin gebelikte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, “Toksoplazma gibi parazitler düşük ya da erken doğuma neden olabilir” uyarısında bulundu.

Keneden ölümler için ‘mRNA aşısı’ umudu

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi’nden Dr. İlhan Çetin yaz aylarında ölümlere yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı konusunda ilk yapılan klasik aşı denemelerinin yetersiz kaldığını belirterek, “Ancak şu anda üretilmeye çalışılan aşılar, mRNA teknolojisiyle üretildiği için etkisinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. İnşallah insan üzerindeki değerlendirmelerde böyle çıkarsa çok daha etkili olacaktır” dedi.

1500 bilim insanı Antalya’da kongrede buluştu

Antalya’da bu yıl 1500 bilim insanının katılımıyla 4’üncü düzenlenen “Ulusal Dahiliye Kongresi”nde yapay zekadan kronik rahatsızlıklara kadar birçok önemli konu ele alınıyor. Dahiliye Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Seyit Uyar: “Yapay zeka çok hızlı ilerliyor. Bugün biz de artık yapay zekayı kullanıyoruz, kendimizi bunun dışında tutamayız. Klinikte karar verirken, hastalara yaklaşırken de çok kolay ulaşılabilir, güzel sonuçlar veriyor. Kongrede bunu da önemsedik” açıklamasında bulundu.

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.